Tekrarlayan Gebelik Kayıpları
TEKRARLAYAN GEBELİK KAYBI
Gebelik kaybı(düşük) aileler için baş edilmesi zor bir olaydır. Fakat bazı kadınlarda çoğul kayıplar oluşmaktadır. Tekrarlayan gebelik kayıpları gebeliğin 5. ayından önce 2 ardışık düşük olarak tanımlanmaktadır. Bu, gebe kadınların %1’ini etkilemektedir. Tekrarlayan gebelik kayıplarının bildirilen pek çok nedeni olmasına rağmen, yaklaşık hastaların yarısında hiçbir neden bulunamamaktadır.
Tekrarlayan gebelik kayıplarının nedenleri genetik, anatomik, endokrin, immünolojik, enfeksiyon ve çevresel faktörleri içermekle beraber sadece bunlarla sınırlı değildir.
Kromozomal anomaliler düşüklerin en sık nedenidir. Eğer düşük materyalinden genetik inceleme yapılırsa, ilk 3 ay içinde olan düşüklerin %60’ında genetik bozukluklar saptanabilir. Bununla beraber ebeveynlere ait kromozom bozuklukları da tekrarlayan gebelik kaybına yol açar.
Anatomik bozukluklar doğuştan ya da sonradan kazanılmış olabilir. Doğuştan bozukluklar rahmin içinde perde olması (uterin septum) ya da çift rahim olması gibi durumlardır. Yerleşim yerine bağlı olarak myomlar da problem yaratabilirler. Uterusa sık yapılan müdahaleler (tekrarlayan kürtajlar) sonucu rahim içi yapışıklıklar oluşabilir ve bunlar da gebelik kayıplarına yol açabililer. Rahim ağzı yetersizliği de ağrısız düşüklerle seyreden bir durumdur.
Genellikle kontrol altında olan şeker ve tiroid hastalıklarının tekrarlayan gebelik kayıplarına neden olmadığı gösterilmiştir, ancak iyi kontrol edilmemiş insüline bağlı diyabet hastalarında düşük riski daha fazladır.
Kan damarlarında pıhtılaşmaya yol açan bazı bağışıklık sistemi hastalıkları ve pıhtılaşma bozuklukları da gebelik kayıplarının %15’inden sorumludur.
Düşüklerin başka bir sebebi de belki de farkında olmadan maruz kaldığımız çevresel faktörlerdir. Bunlar arasında sigara, alkol, kemoterapi ilaçları, vitamin A türevleri, radyasyon, anestezi gazları ve bazı ağır metaller sayılabilir.
Bütün bu sebeplerin varlığında tekrarlayan düşükleri olan kadınların yaklaşık %50’sinde belirlenebilen bir neden yoktur. Bu gibi hastalar için destekleyici tedbirler ve şefkatli yaklaşım en iyi tedavidir. Ancak tespit edilebilen durumların varlığında uygun tedaviler mümkündür.
Bu durumların tanısı için hasta bir bütün olarak ele alınmalı ayrıntılı muayene ve tetkikler yapılmalıdır. Yukarıda anlatılan bütün durumlar çeşitli kan testleri ve radyolojik incelemeler sonucunda kolayca tanınabilir. Eğer mümkün olursa düşük materyalinin genetik araştırılması da bu testlere dahildir. Testlerin sonucuna göre bazen gebelik oluşmadan önce bazı tedavilere başlayabiliyoruz. Bazen de hemen gebelik oluşur oluşmaz tedavilere başlıyoruz. Bu grup hastaların takibi normal gebeliği olan hastalardan daha farklı ve dikkatli bir şekilde yapıldığından, bu hastaların artık sağlıklı bebeklere kavuşma şansı daha fazla.
Tekrarlayan gebelik kaybı ardışık üç gebelik kaybı olarak tanımlanmasına rağmen tanısal çalışmalara başlamak için üç düşüğün olmasını beklemeye gerek yoktur. Özellikle çocuğu olmayan ileri yaştaki çiftlerde, iki düşükten sonra araştırmalara başlamak akılcı bir yaklaşımdır. Bazı çiftler için tekrarlayan gebelik kaybının birden çok nedeni olabileceği için, tam ve detaylı bir araştırmanın yapılması önemlidir. İlk aşamada tam bir öykü alınmalıdır. Medikal hastalıklar ve reprodüktif sonuçları da içeren detaylı bir aile öyküsü alınmalıdır. İşle ilgili öyküler çeşitli kimyasallara maruz kalma açısından bilgi verici olabilir. Bunu tam detaylı bir muayene izlemeli ve klamidya, gonore, mikoplazma ve ureoplazma için kültürler alınmalıdır. Tiroid fonksiyon testleri, rastgele veya açlık kan şekeri, anti fosfolipid antikor, lupus antikoagulan ve anti kardiolipin antikoru içeren kan testleri istenmelidir. Çiftin her ikisinin de karyotipinn bakılması olacabilecek kromozom anomalilerini saptamakta yardımcı olabilir. Düşük materyalinin de kromozom incelemesi yapılması önerilmekle beraber, bunun sınırlı bir değere sahip olacağı akılda tutulmalıdır. Anatomik bozuklukları saptamak için çeşitli çalışmalar ve muayene yapılmalıdır. Vajinal ultrason, histerosalfingografi, histereskopi veya tanısal laparoskopi gibi inceleme teknikleriyle yapısal bozuklukların tanısını koymak mümkündür.
İlk başta da belirtildiği üzere tekrarlayan gebelik kaybı olan kadınların yüzde 50sinde bir neden bulunmayacaktır. Bu hastalar için destekleyici tedbirler ve ŞEFKATLİ YAKLAŞIM en iyi tedavidir. Bir neden saptanan hastalarda ise nedene yönelik tedavi genellikle mümkün olmaktadır.
Gebelik kaybı(düşük) aileler için baş edilmesi zor bir olaydır. Fakat bazı kadınlarda çoğul kayıplar oluşmaktadır. Tekrarlayan gebelik kayıpları gebeliğin 5. ayından önce 2 ardışık düşük olarak tanımlanmaktadır. Bu, gebe kadınların %1’ini etkilemektedir. Tekrarlayan gebelik kayıplarının bildirilen pek çok nedeni olmasına rağmen, yaklaşık hastaların yarısında hiçbir neden bulunamamaktadır.
Tekrarlayan gebelik kayıplarının nedenleri genetik, anatomik, endokrin, immünolojik, enfeksiyon ve çevresel faktörleri içermekle beraber sadece bunlarla sınırlı değildir.
Kromozomal anomaliler düşüklerin en sık nedenidir. Eğer düşük materyalinden genetik inceleme yapılırsa, ilk 3 ay içinde olan düşüklerin %60’ında genetik bozukluklar saptanabilir. Bununla beraber ebeveynlere ait kromozom bozuklukları da tekrarlayan gebelik kaybına yol açar.
Anatomik bozukluklar doğuştan ya da sonradan kazanılmış olabilir. Doğuştan bozukluklar rahmin içinde perde olması (uterin septum) ya da çift rahim olması gibi durumlardır. Yerleşim yerine bağlı olarak myomlar da problem yaratabilirler. Uterusa sık yapılan müdahaleler (tekrarlayan kürtajlar) sonucu rahim içi yapışıklıklar oluşabilir ve bunlar da gebelik kayıplarına yol açabililer. Rahim ağzı yetersizliği de ağrısız düşüklerle seyreden bir durumdur.
Genellikle kontrol altında olan şeker ve tiroid hastalıklarının tekrarlayan gebelik kayıplarına neden olmadığı gösterilmiştir, ancak iyi kontrol edilmemiş insüline bağlı diyabet hastalarında düşük riski daha fazladır.
Kan damarlarında pıhtılaşmaya yol açan bazı bağışıklık sistemi hastalıkları ve pıhtılaşma bozuklukları da gebelik kayıplarının %15’inden sorumludur.
Düşüklerin başka bir sebebi de belki de farkında olmadan maruz kaldığımız çevresel faktörlerdir. Bunlar arasında sigara, alkol, kemoterapi ilaçları, vitamin A türevleri, radyasyon, anestezi gazları ve bazı ağır metaller sayılabilir.
Bütün bu sebeplerin varlığında tekrarlayan düşükleri olan kadınların yaklaşık %50’sinde belirlenebilen bir neden yoktur. Bu gibi hastalar için destekleyici tedbirler ve şefkatli yaklaşım en iyi tedavidir. Ancak tespit edilebilen durumların varlığında uygun tedaviler mümkündür.
Bu durumların tanısı için hasta bir bütün olarak ele alınmalı ayrıntılı muayene ve tetkikler yapılmalıdır. Yukarıda anlatılan bütün durumlar çeşitli kan testleri ve radyolojik incelemeler sonucunda kolayca tanınabilir. Eğer mümkün olursa düşük materyalinin genetik araştırılması da bu testlere dahildir. Testlerin sonucuna göre bazen gebelik oluşmadan önce bazı tedavilere başlayabiliyoruz. Bazen de hemen gebelik oluşur oluşmaz tedavilere başlıyoruz. Bu grup hastaların takibi normal gebeliği olan hastalardan daha farklı ve dikkatli bir şekilde yapıldığından, bu hastaların artık sağlıklı bebeklere kavuşma şansı daha fazla.
Tekrarlayan gebelik kaybı ardışık üç gebelik kaybı olarak tanımlanmasına rağmen tanısal çalışmalara başlamak için üç düşüğün olmasını beklemeye gerek yoktur. Özellikle çocuğu olmayan ileri yaştaki çiftlerde, iki düşükten sonra araştırmalara başlamak akılcı bir yaklaşımdır. Bazı çiftler için tekrarlayan gebelik kaybının birden çok nedeni olabileceği için, tam ve detaylı bir araştırmanın yapılması önemlidir. İlk aşamada tam bir öykü alınmalıdır. Medikal hastalıklar ve reprodüktif sonuçları da içeren detaylı bir aile öyküsü alınmalıdır. İşle ilgili öyküler çeşitli kimyasallara maruz kalma açısından bilgi verici olabilir. Bunu tam detaylı bir muayene izlemeli ve klamidya, gonore, mikoplazma ve ureoplazma için kültürler alınmalıdır. Tiroid fonksiyon testleri, rastgele veya açlık kan şekeri, anti fosfolipid antikor, lupus antikoagulan ve anti kardiolipin antikoru içeren kan testleri istenmelidir. Çiftin her ikisinin de karyotipinn bakılması olacabilecek kromozom anomalilerini saptamakta yardımcı olabilir. Düşük materyalinin de kromozom incelemesi yapılması önerilmekle beraber, bunun sınırlı bir değere sahip olacağı akılda tutulmalıdır. Anatomik bozuklukları saptamak için çeşitli çalışmalar ve muayene yapılmalıdır. Vajinal ultrason, histerosalfingografi, histereskopi veya tanısal laparoskopi gibi inceleme teknikleriyle yapısal bozuklukların tanısını koymak mümkündür.
İlk başta da belirtildiği üzere tekrarlayan gebelik kaybı olan kadınların yüzde 50sinde bir neden bulunmayacaktır. Bu hastalar için destekleyici tedbirler ve ŞEFKATLİ YAKLAŞIM en iyi tedavidir. Bir neden saptanan hastalarda ise nedene yönelik tedavi genellikle mümkün olmaktadır.
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Tekrarlayan Gebelik Kayıpları" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Op.Dr.Yeşim GÜREL'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Op.Dr.Yeşim GÜREL'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.