2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Ergenler ve Kaygılı Aileler
MAKALE #13229 © Yazan Uzm.Psk.Gülendam ÇAKMAK OZAN | Yayın Eylül 2014 | 3,165 Okuyucu
Birçok insan ergenlerle uğraşmanın zor olduğunu düşünür; ben aynı kanaatte değilim. Ergenlerin yapmaya çalıştıkları tek şey, birey olmaya ve kimliklerini bulmaya çalışmaktır. Evet, bu süreçte zaman zaman hata yapıyor, kırılmamak ve alanlarını genişletmek için hırçın davranıyor olabilirler ama tek beklentileri birilerinin onları anlamaya çalışmasıdır.

Bir süre önce oldukça kaygılı bir ses tonu olan bir bayan aradı ve oğlunun ağır bir ergenlik krizi yaşadığını, artık iletişimlerinin tamamen koptuğunu ve iyice çıkmaza girdiklerini anlattı. Bu nedenle bir psikologla görüşmek istediklerini söyleyerek randevu aldı. İlk görüşmeye anne-oğul birlikte geldiler. Görüşme odasına girdiğimiz an itibariyle anne, büyük bir panikle ve nefes bile almadan oğlundaki büyük problemleri anlatmaya başladı. 16 yaşındaki ergen, şaşkınlık ve öfkeyle annesini dinliyordu. Annesinin anlatacakları bitip de görüşme odasından çıkana kadar ergen danışanımın sesini hiç duymadım. Annesi odadan çıktıktan sonra ona “Evet, senin de anlatmak istediklerin vardır sanırım.” dediğimde gülümsedi ve “Ben ergenlik krizi falan yaşamıyorum.” dedi. Annesinin içe kapanık diye nitelendirdiği danışanım, hiç de içe kapanık gözükmüyordu. Tersine, duygularını çok net ifade ediyordu. Seansın başında “Ergenlik krizi falan yaşamıyorum.” derken aslında bunun bir dönem olduğunu ve bu dönemin özelliklerinin neler olduğunu öğrenince bu dönemdeki değişimlerin bazılarını yaşıyor olabileceğini ama “ergenlik krizi” ismini sevmediğini söyledi. Ben de “O zaman biz buna ‘ergenlik krizi’ demeyelim; ne diyelim?” diye sordum. Düşündü ve “ Eduardo” dedi.

Biraz gülümseten bu anekdotu anlatmamın amacı, yetişkinlerin bu dönemi bir kriz, kötü ve baş edilmesi zor bir süreç olarak algılıyor ve algılatıyor olmalarından kaynaklanıyor.

Aslında danışanımın söylediği gibi, ergenlerin büyük kısmı da bu ifadeden hoşlanmıyorlar. “Kriz” anlamsal olarak geçirilen patolojik (hastalıklı) bir durumdur. İşte tam da tartışılması gereken bu: ergenlik patolojik bir durum mudur? Tabii ki değil. Ergenlik, bireyde çocuksu tutum ve davranışlarının yerini yetişkin tutum ve davranışlarının aldığı, cinsiyet yetilerinin kazanıldığı, bireyin erişkin rolüne psikolojik ve somatik olarak hazırlandığı dönemdir

Erken Ergenlik (12-14 yaş)

 Çocuk kimliğinin kaybı ve beden görünümünde değişiklikler başlar.
 Sınırları test eder ve ebeveyn otoritesine karşı gelme eğilimi görülür.
 Kimlik mücadelesi gelişmeye başlar.
 Sözel ifade yeteneğindeki artışa karşın, kendilerini daha çok eylemlerle anlatırlar.
 Çatışma yeteneği artar. Ebeveynlere zaman zaman kabalık gösterebilir, onların mükemmel olmadığını anlar, ebeveynler dışında da sevecek kişiler ararlar.
 Huysuzluk ve çocuksu davranışlara dönme eğilimi gösterirler.
 Yakın arkadaşlar önem kazanır, arkadaş gruplarının ilgi ve giyimi onları etkiler, aynı cinsiyetten arkadaş ve grup aktivitelerini tercih ederler.
 Cinsel gelişimde kızlar erkeklerin önündedir.
 Bir yandan utangaçlık, mahcubiyet, alçakgönüllülük gösterirken diğer yandan gösteriş yapma eğilimleri de olabilir.
 Kişisel gizlilik gereksinimi ve bedenle denemeler (mastürbasyon) başlar.
 Normal olma kaygıları vardır.
 Sigara, alkol ve diğer maddeleri deneyebilirler.

Orta Ergenlik (14-17)

 Entelektüel uğraşlar artar; cinsel ve agresif dürtülerini yaratıcı alanlara dönüştürebilirler.
 İdealler geliştirip rol modelleri seçer ve amaç belirleme yeteneğinde artış olur.
 Kendilik algısında, zayıflık ile gerçekdışı yüksek beklentiler arasında gidip gelme olabilir.
 Bağımsızlık mücadelesini, ebeveynlerinin engellediğinden yakınabilirler.
 İçgörü gelişimi artar, kişisel saygınlık ve kendine güvene önem verirler.
 Başkalarına ve geleceğe duyduğu ilgi artar ve yaşamdaki rolünü düşünmeye başlar.
 Sosyal kurum ve kültürel gelenekleri kabul etme eğilimi olur.
 Ciddi ilişkilerle ilgili kaygıları vardır.
 Cinsel kimliklerini netleştirirler.
 Tutku ve aşk duyguları geliştirirler.

Bu değişimler, çocuklarımızın büyümesi, bir birey olabilmesi, kimliklerini oluşturması için gereklidir. Aileleri olarak çocuklarınızdaki olası değişimlerin farkında olmak, paniğe kapılmadan, nasıl davranmanız gerektiğiyle ilgili yardım alarak bu süreci ERGENLİK KRİZİ olarak değil ERGENLİK DÖNEMİ olarak yaşayabilirsiniz.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Ergenler ve Kaygılı Aileler" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Gülendam ÇAKMAK OZAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Gülendam ÇAKMAK OZAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Gülendam ÇAKMAK OZAN'ın Yazıları
► Kaygılı Olmak Psk.Berivan ŞENTÜRK
► Kaygılı Çocuklar Psk.Hasan KUL
► Kaygılı Kişilikler Dr.Psk.Fatih SÖNMEZ
► Ergenler ve Spot Işıkları Psk.Muhammed Erdinç TÜRK
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Ergenler ve Kaygılı Aileler' başlığıyla benzeşen toplam 15 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Kayıp ve Yas Süreci Eylül 2014
◊ Okul Zili Çalıyor Eylül 2014
◊ Meslek Seçimi Eylül 2014
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


08:32
Top