2007'den Bugüne 92,259 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



"Büyüme"
MAKALE #14226 © Yazan Uzm.Psk.Sümeyra GÜLAY | Yayın Şubat 2015 | 2,639 Okuyucu
Mevzu biraz felsefi ve zaman zaman aklımı kurcalayacak kadar da tatlı bence. İnsanın bireyselliğine dair ve varoluş kavramı ile alakalı bir ruh bilim kitabında* okuduğum bir mevzu. İnsanın varoluşunun hakkını verebilmek için izlediği yolu anlamaya, anlatmaya çalışır gibi sanki.

Şöyle der ki; insan bir öz olarak doğar, bu onun gerçek parçası ve büyüyüp gelişebileceği parçasını oluşturur. Ancak insandaki bu parça çok az bir müddet boyunca tek başına büyüyebilir. Üç, dört ya da beş yaşlarına kadar diyebiliriz. Bundan sonrasında kendi kendine gelişebilecek kudrete sahip değildir. Bu saf özün çevresinde bir şey kendini biçimlendirmelidir. Öze yabancıdır, hayattan edinilir, insanın o muazzam duygularıyla içeri giren “bir şey” tarafından çevrili hale gelir ve buna kişilik denir. Nihayet, bence insanın en büyük imtihanlarından biri olan son aşamaya gelinir, kişilik pahasına özünü, o saf parçayı genişletmek, büyütmek!

Bu anlatım üzerine saatlerce konuşulabilir, yazılabilir ve konuşan, yazan kişi sayısınca farklı bakış açısı ortaya çıkabilir. Bende bakmak istediğim gibi bakacağım, anlatacağım – sadece bir ucundan – muhakkak: Evet, bir özle doğarız, herkes kendine has ve farklı bir özle. Saftır. Belki de yaramazdır bazı mevzularda. Evet, içinde bulunduğumuz aileden, çevreden, hayatı algılayışımızdan, anlam yükleyişimizden, inancımızdan, kültürümüzden, yaşadığımız acılardan ve sevinçlerden, daha milyonlarca etkenden dolayı da bir kişilik sahibi oluruz. “Özün gelecekteki gelişimi de, çevresinde kişiliğin oluşmasına bağlıdır” zaten. Ve evet, kişiliğimizin bütün marazlarına, bizi yoran taraflarına, bazen yaramazlığına rağmen – hatta belki sayesinde – büyüyebiliriz, gelişebiliriz ve daha olgun insan olmak için kendimizle çalışabiliriz. Bu kişiliğimizi değiştirmek manasında değildir aslında, olanı hoş eyleyip olması gerektiği zaman, olması gereken yerde ve şekliyle, olması gereken kişiyle… tecrübe etmektir.
Velhasıl, insan yedisinde ne ise yetmişinde de o değildir. Yaşadığı müddetçe değişir ve değişmelidir. Kendiyle çalışmalıdır. Benim naçizane fikrimce.

İnsan değişir evet, ama isterse büyür! Öz’le doğar, tamam, ama kişiliğine rağmen (bazen sayesinde) onu olgunlaştırmaya çalışırsa ‘var olur’. Mevzuyu evirip çevirince, zor denilebilecek bu çabanın bile bu kadarla da kalmadığını düşündüm.
Her gün insanları etkileriz, etkileniriz. Her gün bir şeyler öğrenir ve öğretiriz. Biz her gün başkasının kendisi ile olan çalışmasına istesek de istemesek de dahil oluruz. Öyleyse, insanın bir de insan ‘büyütme’ sıfatı vardır diyebiliriz. Kastettiğim herkes aslında; alışveriş yaptığımız marketteki kasiyer, yolculuk sırasında yanında oturduğumuz yolcu, birlikte çalıştığımız insanlar, arkadaşlarımız, bazen yolda yanından yürüyüp geçtiğimiz kişiler bile deyip abartabilirim de. Ama mevzunun asıl gelmesini istediğim yer; aile.
Kişi doğduğunda, bütün duygulara sahip doğar bence. İlk kez kıskandığımızı, üzüldüğümüzü filan fark edip garipsememişizdir, zannetmiyorum. Sevgi, mutluluk, hüzün, öfke, hayal kırıklığı, nefret dediğimiz zaman, insan için ne demek olduklarını tecrübe etmişizdir de, biliriz. Farklı derecelerde muhakkak. Aile; kişilik öz’ün etrafını sarmaya başladığı zaman, onu etkileyen milyonlarca şeyden biri idi. Her kişide çok doğal bir şekilde var olan o bütün duyguların öz’de ne kadar ve nasıl yer kaplayacağını da azımsanmayacak derecede elinde tutar. Belki de bu yüzden ‘büyütme’ sıfatını da hayli hak eder.
Aşağılama, şiddet, kıyaslama çocukta nefreti büyütürken; saygı, anlayış, muhabbet güzel duyguları büyütecektir. Ya da, evet, belki biraz asi öz’ünde, hafif celalli arkadaşlarına göre, ama önemli olan asiliktense; nerde, nasıl ve kime karşı. İnsanlara zarar mı yaptıkları, yoksa haksızlığa karşı susamıyor mu? Duyguların böyle de bir işlevsellik yönü var çünkü. En kötü diyebileceğimiz duyguların bile anlamlı kullanımını mümkün kılıyor. Benim fikrimce, çocuk ‘büyütürken’ en önemlisi, öz’ünde yer kaplayan güzelliğin alanını - elden geldiği kadar - geniş tutmasına yardımcı olmak, ki ileride kendi kendini daha kolay büyütsün.
İkinci kere velhasıl, zaten hayat yeterince karmaşıkken, zaten çocuğun (şimdi ve gelecekte) kendi kendiyle olan imtihanı yeterince zorken, olanı zorlaştırmak yerine, onu gerçekten ‘büyütmek’ ve büyüme çabasına yardımcı olmak gerek.
Şöyle de güzel bir yanı var; başkasının büyümesine yardımcı oldukça, daha kolay büyür insan.


*Maurice Nicoll, Gurdjieff ve Ouspensky Öğretisi Üstüne Psikolojik Yorumlar
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
""Büyüme"" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Sümeyra GÜLAY'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Sümeyra GÜLAY'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Sümeyra GÜLAY Fotoğraf
Uzm.Psk.Sümeyra GÜLAY
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi2 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Sümeyra GÜLAY'ın Makaleleri
► Çocuklarda Büyüme Süreci Soruları Psk.Dnş.Gülden GÖKÇEN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında '"Büyüme"' başlığıyla benzeşen toplam 9 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
--
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


15:22
Top