2007'den Bugüne 92,309 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Nasıl Bir Aileye Sahibiz?
MAKALE #14568 © Yazan Dr.Mehmet TEKNECİ | Yayın Nisan 2015 | 5,208 Okuyucu
Virginia Satir in ailelerle yaptığı çalışmalarda ailenin bazı döngülerinin olduğunu fark ettiğinden bahsetmiştik. Şunu da fark etti ki; birçok aile, içerisinde yaşadığı ailede mutlu olup olmadıklarını, sevilip güvenebildikleri bir aileye sahip olup olmadıklarını düşünmediklerini, gündemlerine almadıklarını, belki rahatsız edebilecek bir gerçekle yüzleşmemek için sorgulamadıklarını, sanki yaşadıkları aile yapısına mahkum hissettikleri bir durumu yaşadıklarını fark etti (Satir, 2001, s. 9-10).
Ailelere baktığında iki tür aile yapısı olduğunu fark etti. “Eğitici Aile Yapısı” şeklinde tanımladığı ailelerde, aile bireyleri bulundukları aileye sahip olmaktan mutluluk hissettiklerini gözlemlemiştir. Sevdiğini ve güvendiğini; sevilebildiğini ve güvenebildiğini, dost diyebileceği aile bireylerine sahip hissettiği ve aile bireyleriyle aynı çatı altında olmanın mutluluğunu ve keyfini yaşarlar (Satir, 2001, s. 13-14). Diğeri ise sorunlu bir aile yapısıdır. Bu aile yapısında mutlu hissetmediklerini; fakat mahkum hissettikleri, ailesinde güvensizlik, korku, kaygı, engellenmişlik hissettikleri bir düzlemde olurlar. Sorunlu aile yapısı, kötü bir aile olduğu anlamını taşımaz. Aile bireylerinin mutlu olmadığı ve aile içinde bireylerin birbirlerine sevgilerini ve değerlerini ifade edip ortaya koydukları açıklığa sahip olmadıklarını görünür (Satir, 2001, s. 10-11-12).
Her ailenin yapısı, özellikleri birbirinden farklı ve kendine özeldir. Fakat sorunlu aile yapılarının bazı özelliklerinin ortak olduğu gözlenmektedir.

Sorunlu aile yapılarında aile yapısı içerisinde bir farklılık olduğu hissedilir.
Bazen ailede insanlar aşırı kibar, aşırı düzenli ve titiz olduğu ortamda doğru olmayan suni bir dayatma ve sahteliğin olduğu fark edilir. Bazen bütün aile bireylerinin gergin ve sıkkın olduğu bir hava mevcuttur. Bireylerin birbirlerine karşı aşırı mesafeli, hissiz, tepkisiz bir halde olduklarına şahit olursunuz. Bazen de sırlarla dolu bir aile ve üyeleriyle karşı karşıya olduğunuzu fark edersiniz. Bu aile yapıları içerisinde aile bireylerinin bedensel tepkileri ortaya çıkmaktadır. Söylenmesi gereken birçok düşünce ve duygu ortaya konulmadığı, kişilerin kendilerini ifade etmediği bir ortamda aile bireylerinin insanca ortaya koymaları gereken şeyler, bedenlerinde somatizasyon olarak dile dökülmektedir. Sorunlu ailelerde aile bireylerinin bedenleri, yüz ifadeleri, duruşları, yaşanan sorunu dillendiren bir ipucudur. Genelde aile fertlerinin yüz ifadeleri belirsiz, donuktur ve bazen yüzlerinde bir gerginlik, kaygı ve üzüntü görülebilir. Aile bireylerinin yüzlerinde doğal olmayan, sahte bir maske ile iletişimde olduklarını anlarsınız. Göz teması zayıftır ve konuşma sesi yüksek ya da az duyulur. İnsanların birbirlerini hissetmedikleri, dinlemedikleri bir ortam mevcuttur. Aileler sanki bir görev icabı bir araya getirilmiş; birbirlerine tahammül etmeye çalışan bir grup gibi görünür ve yaşarlar. Sıcak, candan, yakınlığı da hissettiğiniz; paylaşımın yapıldığı, birbirinizden keyif aldığınızı hissettiğiniz bir mutluluk ortamı mevcut değildir. Ebeveynler bir mutsuzluk içerisinde devamlı çocuklarına kusurlarını gösterip “şunu yapma”, “bunu böyle yap” şeklinde emri vaki bir üslupla hayatlarını devamlı yönettikleri ve eleştirdikleri bir yaklaşım içerisinde olurlar. Bu aile yapılarında yalnızlık, umutsuzluk, çaresizlik, sevilmemişlik vs. hislerinin aile fertlerinde yaygın olarak yaşandığı görülür. Bireyler, aile içerisinde ya sürekli bir bağırış ve çağırışın olduğu ya da tamamen bağların koparıldığı, umudun kesildiği bir halde iletişimin olmadığı ya da “-mış, -mış” şeklinde bir iletişimle aile hayatı yaşamaktadırlar. Bir de bu duruma sanayi ve bilişim toplumu olmanın getirdiği hayatın salt bir kazanç üzerine kurulu bir koşuşturmacaya dönüştüğü; bir nefes alıp insanın insana dokunarak konuştuğu bir düzlemde olmaması; gerçek ilişkiler yerine daha ziyade sanal ilişkilerin hakim olduğu bir dönemde aile bireylerinin birbirlerini anladıkları, konuştukları, dinledikleri ve yakınlaştıkları bir noktaya ulaşması daha da zorlaşmaktadır (Satir, 2001, s. 11-12-13).
Dünya üzerinde insan doğasına, ilişkisine ve yaşayışına ters düşen durumlar yaşanıyor olsa da ve ortaya konulan yaklaşım sevgi, anlayış, paylaşım, kabul, iç görü üzerine yapılanmış olmasa bile; sağlıklı ailelerde dış dünyanın bu olumsuz durum ve şartlara rağmen sevgi, paylaşım, anlayış, saygı ve kabul görmenin hakim ilişki ortamı yaşanır.Ve dış dünyanın bütün olumsuzlukları uyumlu bakış açısı ve değerlerini tazeler. Umudunu kaybetmediği ve bu ışıkla tekrar insanları olduğu gibi kabul eden; sevgi ile paylaşan, kimseyi değiştirmeye uğraşmayan, kendi ve öteki ile olgun olsun ya da olgun olmasın barışık, sınırlarını bilen, nazikçe koruyan, iletişim içerisinde, doğru bildiği üzerine yaşayan ve örnek alan bireylerin yetiştiği; tekrar bu birikimi aldığı, tazelediği en önemli huzur, güven ve mutluluk kaynağı ailelerdir. Bu sağlıklı, eğitici aile yapılarında sevgi, saygı, candanlık, mutluluk, dürüstlük ve huzur öne çıkaran özelliklerdir. Aile bireylerinin birbirlerini dikkatli ve tamamen orada olarak dinledikleri; birbirlerini düşündükleri; kendilerini, diğer aile bireylerini anlamaya çalıştıkları bir öncelikle kendilerini olduğu gibi açabildikleri; gerek üzüntü, acı verici duyguları, zayıf hissettiren utanç ve kırgınlıklarını; gerekse merhamet, sevgi, şefkat, sevinç ve mutlulukları da açabildikleri bir düzlemde iletişim ve bağlantı içerisindedirler. Bu yapıda aile içerisinde olumlu bir havayı, huzuru, uyum ve canlılığı hissedersiniz. Aile bireyleri rahat, birbirleriyle iletişim içerisinde, göz temasının rahat ve keyifle her daim kullanıldığı; aile bireylerinin emin, özgüvenli davranış ve ses tonlarını, konuşmalarını açık ve uyum içerisindeki bağlılığı görürsünüz. Aile bireyleri birbirlerine dokunarak sevgilerini; davranışlarıyla ilgi ve şefkatlerini rahatlıkla gösterirler (Satir, 2001, s.13-14;).
Eğitici aile yapılarının aile bireyleri plan ve program üzerine bir şeyleri yapmayı ve yönetmeyi bilirler. Fakat yapılan programlar “başardın”, “başaramadım” noktasında, araç olmaktan amaç olmaya doğru kaymaz. Mutlu ve düzenli yaşamayı kolaylaştıran aksaklıklar olduğunda mizahi bir yaklaşımın da yapıldığı, durumu görme, değiştirme ve düzeltmelerin de yapıldığı bir esnekliktedir. Yaşanan, ani çıkan sorunlara sakince çözüm üretilir. Panik ve güvensizlik içerisinde diğer aile bireyini inciten, aşağı çeken bir başa çıkma tutumu içerisinde değil uyumlu çözüm bulunur. Özellikler bu tür bir yaklaşım aile içerisinde çocukların öz-değerini sorgulayan bir durumda daha çok öz değerini güçlendirmiş olur (Satir, 2001, s. 15).
Eğitici aile yapılarında herhangi bir olay, durum ve sorunda diğer ayrıntılardan ziyade aile bireyinin kendisi, duyguları, düşünceleri olay ve duruma göre daha önemlidir. Olay ve duruma makul bir mantık içerisinde sakince bir çözüm üretilmeye çalışılır. Eğitici aile içerisinde ebeveynler dediği dedik, her şeyin sahibi otoriter bir yapıdan ziyade belli sorumlulukları ve bu sorumluluklara bağlı bazı yetkileri olan aile yöneticileri olarak kendilerini görürler. Öncelikleri çocuklar için öz değeri yüksek, uyumlu bir birey olmasını oluşturacak eğitimleri almalarını sağlamaktır. Eğitici aile ebeveynlerin en önemli özellikleri söyledikleri ile yaptıkları arasında bir tutarlılık olmasıdır. “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” atasözünde ifade edildiği üzere sadece söylenen sözlerin olması, sözün arkasındaki uyumlu davranışların olmamasının bir değeri ve anlamı olmadığı gibi olumlu bir etkisi de yoktur (Satir, 2001, s. 16-17-18).
Çocuklarının birbirlerine karşı ve öfkeli davranışlarını söylerken bağıran, kızan bir ebeveynin eğitici ve öğretici olarak hiçbir katkısı olmadığı gibi öfke, bağırma ve ötekini suçlayıcı bir tarzda bir davranışla ilişkiye geçmek ve sorunlarla bir şekilde başa çıkmak olumsuz bir örnek olmaktadır (Satir, 2001, s. 17).
Virginia Satir sorunlu ailelerin eğitici aile haline gelebileceklerini inanır. Bunun yolu ailenin öncelikle;
• Sorunlu aile yapısına sahip olduğunu fark ettiği bir durumda ve kabulde olmalıdır.
• Geçmişinde yaptığı hatalar noktasında kendini affedip şu an her şeyin farklı olduğu bir değişimi yaşaması için kendine müsaade etmelidir.
• Kişinin bu kendisine verdiği müsaadeden sonra değişim için kati bir karar vermiş olabilmelidir.
• Kişinin zihninde netleştirdiği kararlılıkla kendi için değişim ve dönüşüm için adım attığı ve çaba gösterdiği bir davranış olmalıdır.
• Satir yaklaşımında terapi her an olumsuzluk olarak görünen durumların üzerinden yeni, olumlu olasılıkların düşünülmesi ve odaklanılması üzerinden yürütülür. Örneğin danışanlara Buz Dağı Metaforuyla sıkıntılarını, ihtiyaçlarını, hissettiklerini, başa çıkma tutumlarını, beklentilerini paylaşma ve deneyimleme fırsatı oluşturulur (Satir, 2001, s. 19-20).
DERİNE DALMAK ,Mehmet Tekneci & Patricia Bragg ,2014,29-36
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Nasıl Bir Aileye Sahibiz?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Mehmet TEKNECİ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Mehmet TEKNECİ'nin izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Mehmet TEKNECİ Fotoğraf
Dr.Mehmet TEKNECİ
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Psikoterapist
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi157 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Mehmet TEKNECİ'nin Makaleleri
► Aileye Çocuğun Katılması Psk.İskender YUSUF
► Aile İçi Cinsel İstismarın Çocuğa ve Aileye Olan Etkisi ÇOK OKUNUYOR Psk.Mine Didem ARULAT
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Nasıl Bir Aileye Sahibiz?' başlığıyla benzeşen toplam 19 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Aktarım Karşı Aktarım Aralık 2019
► Grup Psikoterapisi Ekim 2019
► Depresyonu Anlamak Eylül 2019
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


03:48
Top