2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Sınır Kişilik Bozukluğu Nedir?
MAKALE #16784 © Yazan Uzm.Psk.Alpaslan KESKİN | Yayın Haziran 2016 | 4,066 Okuyucu
Bu sorunun cevabını birçok uzman farklı cevaplasa da aslında bir pazılın farklı parçalarını açıklıyorlar. Sürekli terk edilme korkusu yaşamanın yanında gerçekten terk edilmelerine neden olacak şekilde öfke patlamaları yaşamaları en önemli belirgin özellikleridir. Sınır kişilik Bozukluğu (Borderline Kişilik Bozukluğu) yaşayan kişilerin sürekli ruh hallerinin değişmesi en çok yaşadıkları sıkıntıdır. Bu nedenle hayatlarının her alanında ve özellikle ilişkilerinde problemler yaşarlar. Ruh halleri o kadar ilginç şekilde değişir ki söyledikleri arasında tutarsızlıklar olur. Bu durum karşısındaki kişilerde yalancı olarak algılanmalarına sebebiyet verir. Aslında daha önce sahip olduğu ruh halinde veya diğer deyişle o anki modla daha sonra sahip olduğu mod veya ruh hali faklı olduğundan kurulan cümlelerde birbirinden farklı olmakta ve tutarsız görünmektedir. Bu mod farklılıkları her insanda görülür. Ancak sınır kişilik bozukluğu yaşayan kişilerde bu o kadar keskindir ki, sanki farklı bir kimlikle karşı karşıya olduğunuzu düşünürsünüz. Bu da onlar için ilişkilerinin düzenli olmaması için yeterli bir neden olmaktadır.
Sınır kişiliklerde diğer kişilik bozukluklarında olduğu gibi hayatı siyah beyaz olarak görmektedir. Ancak diğer kişilik bozukluğu yaşayanlar genelde bir tarafta dururken sınır kişilikler bu uçlar arasında gidip gelmektedir. Bu nedenle bir gün aşırı değer verdiği kişiyi bir başka gün yerin dibine batırabilir.
Yine bu kişiler çok fazla dürtüsel şekilde hareket etme eğilimleri vardır. Bu durumu bazı uzmanlar 3 yaşındaki çocuk duygusal olarak büyümemiş ve orda takılıp kalmış diye izah ederek açıklarken bir başkası bu yaşlarda kendisine bakım veren ebeveynlerinin sürekli sağlıklı olmayan ve tutarsız davranışlarının bir tezahürü olarak bakmakta ve açıklamaktadırlar. Bir başka uzaman yine çocukluk döneminde sürekli ihmal edilmiş olması ve buna benzer yaşantılarının çok olması durumunda geliştirdikleri şemalarla hayatı hep yaşadıklarının perspektifinden değerlendirmesi olarak açıklamaktadırlar. Bu açıklamaların hepsi aslında erken dönemde bakım veren ebeveynlerin tutarlı ve yeterli duygusal teması sağlamalarının önemli olduğunu vurgulamaktadırlar. Çocuğun kişilik yapısının oluşmasında ana ve baba etkisinin önemli bir yeri ve değeri vardır. Çoğu yaklaşıma göre çocuğun yakın çevresindekilerle ilk ilişki ve etkileşimlerinin kişilik gelişmesinde büyük bir önemi olduğu vurgulanmaktadır.
Sınır kişilik bozukluğu yaşayan kişiler ruh hallerinin niçin bu kadar kontrol edilemez bir şekilde değiştiğini anlayamazlar. Küçük olayları çok çabuk büyütürler ve bunların sonucunda genellikle korkar ya da öfkelenirler. Sınır kişilik bozukluğu yaşayan kişilerde görülen öfke aslında çocukluğundan beri anneden ayrışamamış veya bireyleşememiş yaşantısının bir yansımasıdır. Çocukken yaşadığı ya ilgilenilmemiş olmanın, ihmal edilmiş olmanın, fiziksel veya cinsel istismar edilmiş olmanın veya bireyleşmesine izin verilmemiş olmanın öfkesini o kadar yoğun yaşar ki, artık bir çocuk gibi öfkeli ve kontrol edilemez şekilde dışa vurur. O kadar yoğun bir şekilde öfkesini karşıdaki kişiyi öfkelendirince dindirebilir. Yani içindeki öfkeyi karşı tarafa yükleyerek rahatlar. Bu durum aynı yaşantıyı tekrar tekrar yaşamasına neden olur. Ancak bu döngünün farkına hiç varamazlar. Bu yaşantıları ömür boyu sürer gider. Karşıdaki kişiyi öfkelendirince bu kez de suçluluk duyar ve kendine zarar vermeye kalkışırlar. Ya intihara teşebbüs veya ciddi zararları olan yoğun alkol, uyuşturucu vs kullanırlar. Araştırmalar bu grubun diğer kişilik bozukluklarına göre daha fazla intihara yatkın olduğunu gösteriyor. Bu kişiler zeki ve yaratıcı olmalarına rağmen bu yeteneklerini geliştiremezler ve kapasitelerinin altında işlerde çalışırlar.
Sınır kişilik bozukluğu yaşayan kişilerin sürekli olarak değişkenlik gösteren ruhsal durumları çoğunlukla 4-5 moddan ibarettir.
Terk edilme modunda iken duyguları o kadar yoğundur ki, kendilerini çaresiz, korkmuş ve tehdit altında hissederler. Herhangi bir anda korkunç şeyler olacağını düşünürler. Güvenebilecekleri biri veya yardım alacakları kimsenin olmadığını hissederler.
Kızgın çocuk modunda iken kendilerine haksızlık yapıldığını hisseder ve bu nedenle direkt saldırıya geçerler. Çünkü bir çocuğun elinden gelen ancak saldırmaktır. Çocuk adil olmayan dünyaya isyan etmektedir.
Cezalandırıcı tarafları ise bakım veren ebeveynlerinin sürekli cezalandırılmaları gereken suç işlediklerini söylemesi ve cezalandırılmayı hak ettiklerini söylemeleri karşısında bu duyguyu içselleştirmiş olmalarının ürünü olarak ortaya çıkar. Yani yaptıklarından suçluluk duyar ve hakikaten ebeveynlerinin dediği gibi cezalandırılmayı hak ettiklerini düşünürler. Bu taraf kendilerini aptal, tembel, çirkin olduğunu hissettirir. Kötü kendilikleri aktif olmuştur. Bazen bu hisler o kadar yoğundur ki var olmamaları gerektiğini düşündürtür.
Kopuk mod kötü kendiliğin bastırılıp, kötü kendilikteki duyguları hissetmemelerini sağlayan bir ruhsal durum olarak görülebilir. Bu modda iken yoğun duygular artık dayanılmaz olduğundan bu duyguları hissetmeyecek şekilde bastırarak kurtulmaya çalışılır. Artık öyle bir modda olur ki kişi herhangi bir acı hissetmez. Ancak kendini boşlukta ve “hiçbir şey” miş gibi hisseder. Bazı durumlarda bu baskılama alkol, uyuşturucu, gelişi güzel seks gibi eyleme vurumlarla oluşturulmaya çalışılır. Bu mod ayrıca kişiyi diğer insanlara karşı kapatır ve kimsenin kendisini incitmesine izin vermez.
Bir diğer mod ise terapilerinde geliştirilmesi için hedefinde olan sağlıklı mod. İnsanların iyi yanlarının olabileceği gibi kötü yanlarının da olabileceğini benimseyip esnek olabilmeyi gösterebilmek sağlıklı ilişkiler geliştirmek için önemlidir. Duygularla başa çıkıp ve sorunlara çözümler üretebilmek sağlıklı ruhsal yapı olarak değerlendirilir. Ancak sınır kişilik bozukluğundaki kişilerin çocukluğunda bir çok şey kötü gitmiş olduğundan bu yönleri gelişmemiştir.
Terapilerde sağlıklı bir kendiliğin oluşturulması, esnek davranabilme kapasitelerinin geliştirilmesi, geçmiş kötü yaşantıların artık tekrarlanmayacağına ilişkin duygusal alt yapının oluşturulması, kendilik aktivasyonunu bilerek isteyerek yapabilmenin sağlanması, anneden sağlıklı bir şekilde ayrışabilmenin sağlanması hedefler arasında olmalıdır. Bu kapasitelerin geliştirilmesi içinde en az 15-2 yıl süren, transferansın etkili olduğu, ve içgörü yönelimli terapi modellerinin uygulanmaktadır. Terapide erken dönemde yaşanılan olumsuz anılardaki duygusal yapıların düzenlenmesi için bu anılara odaklanılması önemli olmaktadır. Burada en önemli faktörlerden biriside sabırlı bir şekilde terapiyi devam ettirmektir. Uygulanan bir çok terapi modelinde farklı yöntemler uygulansa da aslında hepsinde erken dönemdeki yaşantılarda hissedilen duyguların farkında olmak ve onları tekrar bu günkü yetişkin haliyle değerlendirebilmek hedeflenmektedir.
Alpaslan KESKİN
Klinik Psikolog & Psikoterapist
Kaynakça;
Arntz A. & Genderen H. (2009) Sınır Kişilik Bozukluğu İçin Şema Terapi, psikonet yayınları, İstanbul. 2013
Masterson 2010 Kendilik Bozukluklarının Psikoterapisi, Litera Yayınları, İstanbul.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Sınır Kişilik Bozukluğu Nedir?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Alpaslan KESKİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Alpaslan KESKİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Alpaslan KESKİN Fotoğraf
Uzm.Psk.Alpaslan KESKİN
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi13 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Alpaslan KESKİN'in Makaleleri
► Sınır Kişilik Bozukluğu Psk.Dnş.Seba Nur SARAL
► Borderline (Sınır) Kişilik Bozukluğu Dr.Psk.Dnş.Ayavar Cem KEÇE
► Kişilik Bozukluğu Nedir? Psk.Mehmet ARAS
► Kişilik Bozukluğu Nedir? Psk.Serhat ÖNCÜLER
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Sınır Kişilik Bozukluğu Nedir?' başlığıyla benzeşen toplam 24 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


16:49
Top