Adem Doğmak Kolay Da, Adam Olmak Zor
Adem Doğmak Kolay da, Adam Olmak Zor
Gül kurusu
Bir gün sizin de yolunuz düşer memlekete
Siz de görürsünüz bunları kadınlarda
Ödevleri yenilmek olan hep
Bıçakla kemik arasında
Yenilmek
Kadınlar
Cemal SÜREYA
Adam olmak kolay da, yürek ister kadın olmak… Eski çağlardan günümüze kadar uzanan bir mücadelenin başkahramanı olan bir cinsiyetin mensubu olarak ayakta kalmak… Kimi zaman sadece cinsel bir obje, kimi zaman şeytan, eksik yaratıldığına inanılan bir varlık… Tarihsel süreçte hep bir karmaşanın ortasında kalan kadın…Zaman zaman annelik vasfı öne çıkarılarak kutsallaştırılan, kimi zaman bu özelliği nedeni ile kabileler arası değiş tokuş malzemesi olarak nesnelleştirilen kadın… Venüs, Afrodit gibi isimlerle tanrısallaştırılan ve dönem dönem utanç kaynağı olarak diri diri gömülen kadın…
Bunca yükün altında şikayet bile etmeden insan olarak varlığını sürdürebilen o eli öperim ben. Kadını algılayışta ‘’Yaratılanı severim, Yaratandan ötürü’’ cümlesindeki gibi kadının yaratan olma vasfını da kutsamak gerek ama o kadar az ki bu dimağa sahip insanlar. Ben kadın ve erkek eşittir demiyorum. Kadın da erkekte insandır. Ama kadın biraz daha insandır…
Adem doğmak kolay da, adam olmak zor. Adem olmak kolay da, kadın olmak zor. Kadını anlayabilmek için Adem olmak gerekir. Cennette Havva’ya eş olmak gerekir, erkeği anlamak için de. Elmayı yiyip “birlikte” tövbe etmek gerekir. Kadın ve erkeğin birbirleri için yaratıldıklarını anlamaları için , dünyada bir onun bir de senin olman gerekir. Eksik olan kadın değildir sadece, erkek de eksiktir. Bunu da anlamak için, cennetten beraber kovulup “bir” olabilmek gerekir. Ve bir kez de dünyada Havva’ sız kalmak gerekir.
Nedendir erkeğin yaratılışta fiziksel olarak kendinden narin yaratılmış kadına üstünlük kurma çabası? Narin olmak zayıf olmak demek değil ki. Aczini bilseydi, haddini de bilirdi erkek.
Bir Hadis-i Şerifte, Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurur: ‘’Kadınlara ancak asalet ve şeref sahibi kimse değer verir. Onları ancak kötü ve aşağılık kimseler hor görür’’ (İbn-i Asakır) diyor. Evet, kadın ve erkek insandır ama kadın biraz daha insandır. Hatta bazen kadın iki, üç, dört… insandır. Yaratılış gereği yüreği merhamet ile doldurulmuştur kadının erkeğe anne olabilsin diye.
Gözyaşlarına sınır koyulmamıştır kadının, ağlamayı erkeğe de öğretebilsin diye… Sadece daha kıvrak bir kalça değil, daha kıvrak bir zeka da verilmiştir kadına. Evrenin yükünü bir kaplumbağa gibi sırtında taşırken kadın, kabuğuna tıklayan Ademler’le uğraşır. Aslında kadının yuvasına “eş” diye aldığı Adem , kadının güçlü doğasına iç güveysidir.
Çünkü kadın, Allah"ın yaratıcı kudretinden vasıflar taşımaktadır. Hayâtın devamlılığında büyük vazife görmekte, böylece ilâhî faaliyet ve tecellînin aziz bir rüknü olmaktadır. Yüce Mevlana’nın söylediği gibi:
“Kadın Hakk"ın nûrudur, sâdece sevgili değil, sanki hâliktır, mahlûk değil.”
Gül kurusu
Bir gün sizin de yolunuz düşer memlekete
Siz de görürsünüz bunları kadınlarda
Ödevleri yenilmek olan hep
Bıçakla kemik arasında
Yenilmek
Kadınlar
Cemal SÜREYA
Adam olmak kolay da, yürek ister kadın olmak… Eski çağlardan günümüze kadar uzanan bir mücadelenin başkahramanı olan bir cinsiyetin mensubu olarak ayakta kalmak… Kimi zaman sadece cinsel bir obje, kimi zaman şeytan, eksik yaratıldığına inanılan bir varlık… Tarihsel süreçte hep bir karmaşanın ortasında kalan kadın…Zaman zaman annelik vasfı öne çıkarılarak kutsallaştırılan, kimi zaman bu özelliği nedeni ile kabileler arası değiş tokuş malzemesi olarak nesnelleştirilen kadın… Venüs, Afrodit gibi isimlerle tanrısallaştırılan ve dönem dönem utanç kaynağı olarak diri diri gömülen kadın…
Bunca yükün altında şikayet bile etmeden insan olarak varlığını sürdürebilen o eli öperim ben. Kadını algılayışta ‘’Yaratılanı severim, Yaratandan ötürü’’ cümlesindeki gibi kadının yaratan olma vasfını da kutsamak gerek ama o kadar az ki bu dimağa sahip insanlar. Ben kadın ve erkek eşittir demiyorum. Kadın da erkekte insandır. Ama kadın biraz daha insandır…
Adem doğmak kolay da, adam olmak zor. Adem olmak kolay da, kadın olmak zor. Kadını anlayabilmek için Adem olmak gerekir. Cennette Havva’ya eş olmak gerekir, erkeği anlamak için de. Elmayı yiyip “birlikte” tövbe etmek gerekir. Kadın ve erkeğin birbirleri için yaratıldıklarını anlamaları için , dünyada bir onun bir de senin olman gerekir. Eksik olan kadın değildir sadece, erkek de eksiktir. Bunu da anlamak için, cennetten beraber kovulup “bir” olabilmek gerekir. Ve bir kez de dünyada Havva’ sız kalmak gerekir.
Nedendir erkeğin yaratılışta fiziksel olarak kendinden narin yaratılmış kadına üstünlük kurma çabası? Narin olmak zayıf olmak demek değil ki. Aczini bilseydi, haddini de bilirdi erkek.
Bir Hadis-i Şerifte, Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurur: ‘’Kadınlara ancak asalet ve şeref sahibi kimse değer verir. Onları ancak kötü ve aşağılık kimseler hor görür’’ (İbn-i Asakır) diyor. Evet, kadın ve erkek insandır ama kadın biraz daha insandır. Hatta bazen kadın iki, üç, dört… insandır. Yaratılış gereği yüreği merhamet ile doldurulmuştur kadının erkeğe anne olabilsin diye.
Gözyaşlarına sınır koyulmamıştır kadının, ağlamayı erkeğe de öğretebilsin diye… Sadece daha kıvrak bir kalça değil, daha kıvrak bir zeka da verilmiştir kadına. Evrenin yükünü bir kaplumbağa gibi sırtında taşırken kadın, kabuğuna tıklayan Ademler’le uğraşır. Aslında kadının yuvasına “eş” diye aldığı Adem , kadının güçlü doğasına iç güveysidir.
Çünkü kadın, Allah"ın yaratıcı kudretinden vasıflar taşımaktadır. Hayâtın devamlılığında büyük vazife görmekte, böylece ilâhî faaliyet ve tecellînin aziz bir rüknü olmaktadır. Yüce Mevlana’nın söylediği gibi:
“Kadın Hakk"ın nûrudur, sâdece sevgili değil, sanki hâliktır, mahlûk değil.”
3 Beğeni
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.