Hayatta ki En Güzel ve En Zor Şey Kendini Gerçekleştirmektir. Kişi Kendini Gerçekleştirmek İçin Bir Takım Zorluklara Katlanırsa da İnanın Bana Bambaşka Bir Göz ile Bakacaksınız Hayata...
hayatta ki en güzel ve en zor şey...
hemen hemen hiç birimizin başaramadığı ama her gün yaptığımızı sandığımız şeydir o
hayatı dolu dolu yaşıyoruz; dileğimiz, istediğimiz gibi dediğimiz her gün gerçekten bize mi ait
bir gününüzü düşünün sabahtan uykuya dalana kadar tüm yaptıklarınızı ve hatta rüyalarınızı (belki en çok onlar bize ait)
düşündünüz mü?
bunlardan kaç tanesini gönlünüzce sizi mutlu ettiği için başkalarını mutlu etmeyi araya katmadan yaptınız?
ben size söyleyeyim... hiç birini
nedeni mi :)
çünkü; insanlar sürü halinde yaşarlar ve kara koyun olmamak için de sürüye uyum sağlamak gerektiğini bilirler.
kara koyun olmak eğer doğuştan gerçek bir kara değilseniz, zor ve zahmetli bir iştir ki her zaman dışlanma tehlikesi ile karşı karşıyasınızdır.
dışlanmak ise ölüm gibidir.
tüm sürünün yaptığını yaparak yaşayıp gitmek varken neden bu zahmete giresiniz ki
sürü yaşamını sürdürebileceği yolları doğal olarak keşfetmiş olan, statükoyu seven ve doğal olarak yenilikleri sevmeyendir.
''eski köye yeni adet getirme'' özdeyişi de buradan köken almaz mı, üstelik anonim...
peki ya eski köye yeni adet getirmek istiyorsanız ve doğruyu da söylüyorsanız
o zaman
işte o zaman şansınızı 10. köyde aramalısınız çünkü, 9 undan da kovulacaksınız demektir ki bu da anonim :)
yenilik her anlamda yorucudur oysa kötü ve yanlış da olsa düzen çekici ve kışkırtıcı olmayandır.
statükoyu koruyalım düsturu ile hareket etmek her zaman güvenlidir ama ne zamana kadar
bizden daha az statükocu biri çıkana kadar
işte o zaman gelişmiş bir birey, ülke ve uygarlıkla karşı karşıyasınız demektir ki bu da sizin aczi yetiniz ile yüz yüze kalmanız anlamına gelir.
millet mars da su bulmuş, siz hala çubukla arama yapıyorsanız dünyada suyun tükendiğini anladığınız gün çubuk işe yaramaz.
başka bir açılım gerekiyordur artık; yeni çareler, yeni bir düzen, yaratıcı ve eğitimli beyinler
bunları önceden işleyerek biriktirmemiş iseniz eğer o vakit susuz kaldınız demektir.
teşbih de hata olmaz... belki hemen su tükenmeyecek ama hayatta denenmişi denemek aptallıktır diyen A. Einstein'ı biraz da olsa dinlememiz de fayda var gibi görünüyor.
bir şeyi bir yolla yapmayı değil bir çok yoldan yapmayı denemeliyiz.
beynimiz hazırcı ve rahatcıdır, biz onu daha fazla hazıra ve rahata alıştırırsak hepten tembelleşir.
tembel bir beyin zamanla üretmeyi bırakır çünkü tarafımızdan yeni nöronal ağlar oluşturmaktan mahrum bırakılmıştır.
oysa beynin plastisibitesi buna müsaittir ve her zaman kendini yenileyebilir.
bir şeyi farklı yönlerden düşünmek ve yeni çareler üretmek, daha makro düzey de ise yaratıcılık ve yeni icatlar hem bize hem de sürümüze faydalıdır.
evet insan yalnız yaşayamaz ama sürü kültürü hayvanlar da bile yeni öğrenmelerin kuşaklar boyu aktarıldığını göstermektedir.
tam da bu nedenle şöyle düşünüyorum:
Einstein ilk okulda kara koyun ilan edildiğinde pes etseydi dünya nelerden mahrum kalırdı, bu koca sürüyü ne kadar ileri taşıdı ve bu kuşaklar boyu aktarıldı öyle değil mi?
rüyalarınız, eylemleriniz ve düşünceleriniz olabildiğince hatta en iyisi alabildiğince size ait olsun.
sürü ile yaşamak yardımlaşmak, paylaşmak, diğerlerine saygı anlamına gelsin tabi ama siz daima kendinize ait kalın.
kendinizi ifade etmekten, diğeri ne anlar diye düşünmekten ve aynı şeyleri yapıp, rutine binaen yaşamaktan yorgun düşersiniz yoksa
şimdi başlayın... bu yazıyı bitirir bitirmez kendiniz için bir şey yaparak;
bir hobi, bir yatırım, yeni bir eğitim, yeni bir kitap, biraz zaman açın kendinize
inanın bana arkası gelecektir.
her şeyi başkaları için ve başkalarının yaptığı biçimde yapmak zorunda değilsiniz.
aksine her şey sizin için olmalı; olayı terse çevirdiğiniz de geliştiğinizi, yeni sürgünler verdiğinizi ve sürgünde ki parçalarınızın da size geri döndüğünü göreceksiniz.
hayatta ki en güzel ve en zor şey;
İNSANIN KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRMESİDİR.
www.esra-erdogan.com
hemen hemen hiç birimizin başaramadığı ama her gün yaptığımızı sandığımız şeydir o
hayatı dolu dolu yaşıyoruz; dileğimiz, istediğimiz gibi dediğimiz her gün gerçekten bize mi ait
bir gününüzü düşünün sabahtan uykuya dalana kadar tüm yaptıklarınızı ve hatta rüyalarınızı (belki en çok onlar bize ait)
düşündünüz mü?
bunlardan kaç tanesini gönlünüzce sizi mutlu ettiği için başkalarını mutlu etmeyi araya katmadan yaptınız?
ben size söyleyeyim... hiç birini
nedeni mi :)
çünkü; insanlar sürü halinde yaşarlar ve kara koyun olmamak için de sürüye uyum sağlamak gerektiğini bilirler.
kara koyun olmak eğer doğuştan gerçek bir kara değilseniz, zor ve zahmetli bir iştir ki her zaman dışlanma tehlikesi ile karşı karşıyasınızdır.
dışlanmak ise ölüm gibidir.
tüm sürünün yaptığını yaparak yaşayıp gitmek varken neden bu zahmete giresiniz ki
sürü yaşamını sürdürebileceği yolları doğal olarak keşfetmiş olan, statükoyu seven ve doğal olarak yenilikleri sevmeyendir.
''eski köye yeni adet getirme'' özdeyişi de buradan köken almaz mı, üstelik anonim...
peki ya eski köye yeni adet getirmek istiyorsanız ve doğruyu da söylüyorsanız
o zaman
işte o zaman şansınızı 10. köyde aramalısınız çünkü, 9 undan da kovulacaksınız demektir ki bu da anonim :)
yenilik her anlamda yorucudur oysa kötü ve yanlış da olsa düzen çekici ve kışkırtıcı olmayandır.
statükoyu koruyalım düsturu ile hareket etmek her zaman güvenlidir ama ne zamana kadar
bizden daha az statükocu biri çıkana kadar
işte o zaman gelişmiş bir birey, ülke ve uygarlıkla karşı karşıyasınız demektir ki bu da sizin aczi yetiniz ile yüz yüze kalmanız anlamına gelir.
millet mars da su bulmuş, siz hala çubukla arama yapıyorsanız dünyada suyun tükendiğini anladığınız gün çubuk işe yaramaz.
başka bir açılım gerekiyordur artık; yeni çareler, yeni bir düzen, yaratıcı ve eğitimli beyinler
bunları önceden işleyerek biriktirmemiş iseniz eğer o vakit susuz kaldınız demektir.
teşbih de hata olmaz... belki hemen su tükenmeyecek ama hayatta denenmişi denemek aptallıktır diyen A. Einstein'ı biraz da olsa dinlememiz de fayda var gibi görünüyor.
bir şeyi bir yolla yapmayı değil bir çok yoldan yapmayı denemeliyiz.
beynimiz hazırcı ve rahatcıdır, biz onu daha fazla hazıra ve rahata alıştırırsak hepten tembelleşir.
tembel bir beyin zamanla üretmeyi bırakır çünkü tarafımızdan yeni nöronal ağlar oluşturmaktan mahrum bırakılmıştır.
oysa beynin plastisibitesi buna müsaittir ve her zaman kendini yenileyebilir.
bir şeyi farklı yönlerden düşünmek ve yeni çareler üretmek, daha makro düzey de ise yaratıcılık ve yeni icatlar hem bize hem de sürümüze faydalıdır.
evet insan yalnız yaşayamaz ama sürü kültürü hayvanlar da bile yeni öğrenmelerin kuşaklar boyu aktarıldığını göstermektedir.
tam da bu nedenle şöyle düşünüyorum:
Einstein ilk okulda kara koyun ilan edildiğinde pes etseydi dünya nelerden mahrum kalırdı, bu koca sürüyü ne kadar ileri taşıdı ve bu kuşaklar boyu aktarıldı öyle değil mi?
rüyalarınız, eylemleriniz ve düşünceleriniz olabildiğince hatta en iyisi alabildiğince size ait olsun.
sürü ile yaşamak yardımlaşmak, paylaşmak, diğerlerine saygı anlamına gelsin tabi ama siz daima kendinize ait kalın.
kendinizi ifade etmekten, diğeri ne anlar diye düşünmekten ve aynı şeyleri yapıp, rutine binaen yaşamaktan yorgun düşersiniz yoksa
şimdi başlayın... bu yazıyı bitirir bitirmez kendiniz için bir şey yaparak;
bir hobi, bir yatırım, yeni bir eğitim, yeni bir kitap, biraz zaman açın kendinize
inanın bana arkası gelecektir.
her şeyi başkaları için ve başkalarının yaptığı biçimde yapmak zorunda değilsiniz.
aksine her şey sizin için olmalı; olayı terse çevirdiğiniz de geliştiğinizi, yeni sürgünler verdiğinizi ve sürgünde ki parçalarınızın da size geri döndüğünü göreceksiniz.
hayatta ki en güzel ve en zor şey;
İNSANIN KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRMESİDİR.
www.esra-erdogan.com
Beğenin
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.