2000 İlkbahar mevsimi, Ankara. Havaların ısınmaya başladığı bir dönemde, cumartesi gününü değerlendirmek ve alışveriş yapmak adına ev arkadaşımla birlikte Bilkent’te bir alışveriş merkezine gittik. Her ikimiz de acıkmıştık. Birbirinden lezzetli ve sağlıklı mönülerin yer aldığı, salata ve sandviçleri ile ön plana çıkmış bir restoranda karnımızı doyurma kararı aldık. Oturduğumuz restoranda o güne kadar salatalarımı daima kendim seçerek hazırlatmış olsam da, ne hikmetse sandviçlerimi her zaman için bir arkadaşım sipariş verip bana takdim etmişti. O nedenle servis elemanının hiç beklemediğim sorusu ile karşılaşınca şaşırdım ve ne diyeceğimi bilemedim:
- Sandviçiniz kaç cm olsun efendim?
- Nasıl yani? Sandviçlerinizin boyu standart değil mi?
- Hayır, 15 ve 30 cm uzunluğunda sandviç ekmeklerimiz var efendim. Hangisinin içerisine hazırlamamı istersiniz?
- Hımmm, bu hazırladığınız kaç cm mesela?
- 15 cm…
- (Bombeli bir camın arkasında hazırlanan 15 cm uzunluğundaki sandviç gözümüze pek küçük göründü ve çok acıkmış olmanın da etkisiyle) O zaman bizimkiler 30 cm olsun!
- İçecek bir şeyler isterseniz hesaplı bir mönümüz var. Kampanya dahilinde 30 cm sandviç ve büyük boy içecek alana çikolatalı kurabiye veya mısır cipsi hediye ediyoruz. Düşünür müsünüz?
- Olabilir, ne de olsa bir şeyler içeceğiz. 2 Tane de büyük kutu ayran alalım o zaman. İkisi de mönü olsun. Mümkünse biri çikolatalı kurabiye, diğeri de mısır cipsi hediyeli olsun size zahmet.
Bu esnada ev arkadaşım; “bu bizi kesmez, ben çok açım. Şu karşıdaki restorandan bir de patates kızartması alayım” dedi ve ben siparişin yeterli geleceğine dair kendisini ikna etmeye fırsat bulamadan kaybolup gitti. 5 Dakika içerisinde jumbo boy patates kızartması, ketçap ve mayonezlerle geri döndü. Ardından boş bir masaya oturduk ve afiyetle yemeye başladık. Sandviçlerimizin yarısını, patates kızartmasını ve ayranlarımızı tükettiğimizde her ikimiz de gerçekten doymuştuk. Her ne sebeptendir halen bilmem; geri kalan sandviçlerimizi de bitirdik, çikolatalı kurabiyeyi paylaştık ve yemeğin sonunda masadan zar zor kalktık. Çok sevdiğimiz ama midemizin patlayacak kadar dolu olması sebebiyle yiyemediğimiz mısır cipsini ise hiç açmadan, yanımızdan geçen bir ailenin çocuğuna hediye ettik. Zararın neresinden dönülse kardır. Ancak hamile gibi fırlayan karnımı görünce ve hazımsızlık problemi yaşayınca kendi kendime şu soruyu sordum: “Ne diye 30 cm sandviç istersin? Önce 15 cm ye, doymazsan git bi’ 15 cm daha sipariş ver. Restoran kapanmıyor ya!”
Bu yazıya atıf yapmak için yazının internet adresine link verilmelidir. Yazı yazarının izni olmaksızın başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
* Yayın Tarihi : 04-08-2014 - 14:20 (3561 gün önce),
* Ortalama Günde 0.73 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 2586, Kelime
Sayısı : 358, Boyut : 2.53
Kb.
Lütfen Dikkat :
Sitemizde yayınlanan mesleki anıların telif hakkı tamamen
yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı
olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle
başka mecralara aktarılamaz.
Bu metinden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya
"Beslenmede ölçüyü kaçırmamak gerekir" başlıklı yazının tüm hakları yazarı Uzm.Dyt.Turgay KÖSE'e aittir ve yazı, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) Mesleki Anılar Kütüphanesinde yayınlanmıştır. ibaresi eklenmelidir.
Bu ibare eklenmek şartıyla, yazıdan Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
Sitemizde sayfası bulunan site üyemiz profesyoneller
üye
sayfaları içinden, Mesleki Anılarınız bölümü altında, YENİ
ANI GÖNDERİN linkini izleyerek bu sayfaya
mmesleki anılarını ekleyebilirler.